Küresel Isınma Grönland'ı Vurdu

Küresel Isınma nedeniyle Grönland'daki buzul erimesi geçen yıl rekor seviyeye ulaştı, bu seviye, önceki rekor olan 2012 yılından %15 daha fazla.

Küresel Isınma Grönland'ı Vurdu

Grönland; Atlas Okyanusu'nda, 2 milyon km² alanıyla devasa bir ada. Hollanda'ya bağlı özerk bir bölge olan Grönland'da 56 bin kişi yaşıyor. Grönland yeşil ülke anlamına gelse de ada neredeyse tamamen buzla kaplı, hatta buz kalınlığı ortalaması bile 1600 metre yüksekliğe sahip, toplam buz alanı 1,8 milyon km², toplam buz hacmi ise 3 milyon km³.

Uydu görüntülerinin kayıt altına alınmaya başladığı 1970'li yıllardan hatta buzul erimelerinin kayda alındığı 1948 yılından bu yana buzulların hızla eridiği görülüyor, bu erime bazı bölgelerde 100 metreyi geçmiş durumda. Grace ve Grace-FO uydularından elde edilen veriler ile iklim modellemeleri kullanılarak yapılan analiz sonucunda, 2019 yılında Grönland’ın 532 gigaton buz kaybettiği sonucuna varıldı. Bu miktar o kadar yüksek ki, bugüne kadar en çok erime kaydedilen 2012 yılından bile %15 daha fazla, 1990 yılına oranla yedi kat fazla.

Buu kaybın deniz seviyesinin 1.5 mm yükselmesine denk durumda, hatta önümüzdeki 60-70 yıl bu artış hızıyla sadece Grönland tüm Dünya'da suyun 10 cm yükselmesine neden olacak, bu da sahillerde yaşayan 25 milyon kişinin evini kaybetmesi, hatta bazı Okyanus ada ülkelerinin varlığının tehlikeye girmesi demek, Grönland'da bulunan tüm buzul tabakasının erimesi ise çok daha vahim, zira, bu durum su seviyesinin 5-6 metre yükselmesi anlamına geliyor.

Buzulların erimesinin nedeni ise küresel ısınma, karbon salınımının artması nedenile Dünya her geçen yıl daha da ısınıyor.

1,5 derece nedir?

İnsanlar, dünyanın, sanayi öncesi döneme göre yaklaşık 1,0ºC ısınmasına sebep oldu. Küresel ısınma şimdiden, kuraklık ve seller gibi aşırı hava olayları, deniz seviyesinde yükselme ve Arktik denizinin erimesi olarak etkilerini göstermeye başladı. Seragazı emisyonları mevcut şekilde devam ederse, küresel ısınma 2030 ile 2052 yılları arasında 1,5ºC sınırını geçecek.


1,5ºC sınırı, sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğu önleme için kritik öneme sahip. Küresel ısınmayı 1,5ºC ile sınırlandırmak, ekolojik sistemler ve yaşam alanları üzerindeki birçok kalıcı etkinin önlemesi anlamına geliyor. Bu sınırı geçmemek için küresel emisyonları 2030 yılında 2010 yılına göre yüzde 45 azaltmak ve 2050 yılında net sıfır emisyona ulaşmak gerekiyor. Bu yüzden, tarım, enerji, sanayi, bina, ulaşım ve şehirlerde “hızlı ve geniş kapsamlı” dönüşümler gerekiyor.


Şu anda Paris Anlaşması kapsamında verilen taahhütler, küresel ısınmayı 1,5°C’de sınırlandırmaya yetmiyor. Ülkelerin, en kısa zamanda taahhütlerini yenilemesi gerekiyor.

Güncelleme Tarihi: 21 Ağustos 2020, 13:33

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER